Deger mi ? Deger..Iste bu soruyu kendimize gün icinde kimbilir kac kere soruyoruz..Insaniz cünkü yaptigin hangi seyden tam anlamiyla memnun kaliyorsun ki? Sonunda kurdugun cümleler zaten su tarzda olmuyormu: "hayatimda ilk defa mutlu oldum", "hayatimda ilk defa huzurluydum", "hayatimda ilk defa...ilk defa...sadece bir kez"...Iste bu cünkü..hayat bizi mutlu edebilmek icin cambazlik yaparken, biz bazen kendi(!) sectigimiz ortamdan bile sikayetci olabiliyoruz...hayat deger degmez olayina siniflandirinca zaten zevk vermiyo ki..ozaman hayatta kalmaya da degmiyo...bu cok karamsar ve olmamasi gereken bir cümle zaten..alinan hediyeyi yerden yere vurmak gibi bir sey..yakismaz yakismamali olmamali...Evet bazen veya bazi günleri yasamak zor gelebiliyor..ama mutlu günlerde bir okadar iyi geliyor..ufak mutluluklarin illaki uzakta olmasina gerek mutlu edebilmesi icin..biraz olumlu tarafindan isirmak gerek belkide..sorgu sual sonu olmayan dipsiz bir kuyu cünkü..bazi seyleri özlemle anlatirken belkide elimizde ki mutluluklara nankörlük yapiyoruz..ic huzurumuzun dengesi belkide bu yüzden bozuluyor..ama anliyorum da, insanoglu kaptirinca kaptiriyor..Bak burdan güzel bayram selamimi yolluyorum, ictenlikle sicaklikla..sana deger veren bir insan olarak..ne ailendenim, ne de senelerin dostuyum..ama ben burdayim, ve seni düsünüp iyi bayramlar diliyorum...buda güzel bir mutluluk degilmi? Yasadiklarin, deneyimlerin veya seni sen yapanlar ne orda nede burda onlar zaten kopmayan bir parcan...Deger mi? Bence bazen bazi seylere baya bir deger..özellikle kafanda kurdugun hayale erismek icin kat ettigin yollar icin deger...Zaman zaten hep akar, onu ne iyi oldugunda ne de kötü oldugunda durdurabilirsin..hayat cok nankör diyoruz ya hep, nankörlügü burda iste..bir iyi bir kötü ikiside ayni dengede... inan ki degsin..
Montag, 8. Dezember 2008
Dienstag, 25. November 2008
Kalinti
Zamani gelince
Lüzum kalmayinca sorulara
Artik cevaplarda beklenmeyince
Belirginleseceksin günes misali sen
Uzatacaksin eminim
Bakabilecegim yüzüne
Gülümseyecegim ictenlikle
Donuk degil
Sadece gecmis olacaksin o an
Sebebi bu olacak halimin veya tavrimin
Ve sen bunu bileceksin
Uzatmadan gideceksin
Uzatmadan gidecegim
Iki insan olacagiz
Iki ayri düsünen varlik
Ayri yasayan
Farkli yollarda ilerleyen
Önemli olan seyi göreceksin
Asil beni ozaman anlayacaksin
Hislerin karisacak ama cok anlik
Belki gurur
Belki hüzün belirsiz
Zamani gelince
Kadehinde anacagin an degismis olacak
Ben degismis olacagim
Zamani gelince cürüyen hersey gibi
Sen de cürüyeceksin
Ben de
Gepostet von
Sincensura
unter
22:34
0
Kommentare
Freitag, 14. November 2008
Serdar Somuncu ve onun "Kampfi"
Bu blogu yazmaya basladigimda ozamanlar, amac aslinda yazdigim siirsel diyim artik denemelerimi bir sekilde toplu bir yerde sunmakti..aslinda cok sunmak degildi amacim, ama bir sekilde oraya döndü..cokta güzel oldu, yeni bir sey yazmaya kalkistigimda sevinerek yaziyorum..sevinerek yazmak nasil oluyosa o da ayri bir konu tabi..:)..Neyse aslinda siirsel calismalar falan dedik, ama herzaman da insan o modda olamiyo, yada bazen kagitlara karaliyorsun anlik gelen sözcükleri, bazisi okadar "damardan" oluyoki suraya koymaktan cekiniyorum..Fark ettimki aslinda bir seyler hakkinda yazmakta cok hosuma gidiyor..kim okuyor kim okumuyor bilmiyorum, ama ben azimle yazmaya devam ediyorum..hobim diyelim gelelim konuya:)..Son bir sene icersinde yeni yönler eklendi caddeme, eskiden cok gezerdim, gezmekten zevk alirdim, sonra aachenin havasimidir suyumudur nedir bilemiyorum, evde vakit gecirmeyi daha cok sever oldum..ama galiba sinavlardan sadece vakit bulamiyordum..son bir sene icersinde bu olay baya dallandi, cok gezmeye basladim..ama öle o parti senin bu bar benim modunda degil, daha sosyal olmakti amac..birazda böyle takilayim dan yola cikmadim, gercekten yapmak istedigim buydu..buna israrla devam ediyorum ve bugün bir yenisi daha eklendi..Tanirmisiniz bilmem "Serdar Somuncu"..Bu siralar Aachenda sagciliga karsi bir ayaklanma var..Sehrin göstermis oldugu bir "protesto" diyelim, iste bu söz altinda bugün Serdar Somuncu adli bi komedyen (degil aslinda Kabare daha cok) gösterisi vardi ..Gösterinin adi "Mein Kampf" ti, Hitlerin kitabindan alintilar altinda ufak bir sov yapti Serdar Somuncu..Ben gitmeden önce, herhalde Aachendaki bütün türkler gider diye düsünmüstüm, ama yüzde 80 i almandi ve hepsi ögrenciydi..Serdar Somuncu kendi politik görüsü ile süsledigi sovunu, bence gercek anlamda basari ile tamamladi..Korkusuzca aklina ne geliyorsa komik bir sekilde anlatti..Daha cok naziler hakkinda, ama birazda türkler hakkinda...Sovun en cok hosuma giden kisminda bu entegrasyon sorunundan bahsetti..O an basladi türkce konusmaya, ama nasil bir türkce inanilmaz, agzina geleni söyledi ..Tabi salonda sadece bir kac kisi alkisladi..siz hic bir türkle türkce konusmak zorunda kalmadiysaniz, o zaman türkler baya bi entegre olmustur diye bagladi..Cok anlatilmaz gerci bu tarz sovlarin icerigi, ben de beceremiyorum, belkide degil bence en iyisi gidip dinlemek..Ben gercekten begendim...Güzel bir geceydi...
Gepostet von
Sincensura
unter
00:16
0
Kommentare
Sonntag, 9. November 2008
Farkli kültürler
Ama insan insan oldugunda hic bir seyin ayrimi kalmiyor iste..Bugün ud toplantisina gittim. Ud toplantisi hic olmadi ama konserde degildi nihayetinde. Arkadasaminin komsusu evinde ara ara böyle ufak capli konserler düzenliyor. Kendisi kültür zenginligine hayran oldugu icin, elinden geldigi kadar farkli kültürlerin müzigine veya edebiyatina dahil olmaya calisiyor. Ben cok sasirdim, sonuc olarak evini hic tanimadigi insanlara aciyor, ve kapisi gercekten herkese acik. Bu isten para veya baska bir cikar talep etmiyor, beklentisi yok, o sadece bunu tam anlamiyla "mutlu" oldugundan dolayi yapiyor..Ben ilk defa bugün tanistim, ve aslinda davetiyesiz gittim duyunca takildim benim de cok ilgimi cektigi icin..Iyi de yapmisim, sahane bir geceydi, Almanyada kendi kültürümden de bir seyler görmek mutlu ediyor insani haliyle, garip bir sicaklik bu cok anlatamiyorum..Ayrica ben udu cok severim ve hep canli ve sade dinlemek istemisimdir..Neyse aksami düzenleyen aile cok ilginc bir aile..Iki tane kiz cocugu, bir ögretmen baba ve cok derin hatta biraz hippiligi yansitan bir anne..Beni cok sicak karsiladilar. Konser gercekten muhtesemdi, udi tunuslu bir amcaydi ve cok hakimdi hem uda..Büyülenerek eve geldik ders calisacaz diye..buraya kadar bile hersey sahane ve müthis sicakken kapi caldi saat gecenin bir saatinde..Yine ayni komsumuz elinde kocaman bir tepsiyle kapiya dayanmis. Türk usulü bir tepsiyi sicak yemek, pilav tatli ve iceklerle doldurmus ..Gercekten bizi düsünüp bu insanlar ders calisiyor onlara biraz destek olayim mantigi ile bize kocaman bir tepsi hazirlamis Iris..Iste bu ne kültürü ? Muhtesem bir insan..Yine resmilesiyorum ama cok cok cok tesekkür edesim var..Böyle insanlar olsun cevremizde...Velhasil iyi olmak ne kültüre, ne dine, ne yasa ne de basa bakiyor..
Gepostet von
Sincensura
unter
01:22
0
Kommentare
Labels: Uzunlar
Mittwoch, 5. November 2008
Büyütmek
Yagmur dedigin nedir ki
Bulutlara bagli bir kanun
Elinin kiri nedir ki
Suya bagli bir renk
Sen dedigin nedir ki
Zamana bagli bir isim
Zor dedigin nedir ki
Kolayin zit anlami
Ne zorki su dünyada
Neyin sonu yokki
Neden bu dökülenler
Neden bu sorular
Nedir ki
Sadece his
Üc harf
Ne kalbi var ne nefesi
Gepostet von
Sincensura
unter
23:58
0
Kommentare
Mittwoch, 15. Oktober 2008
Hayat
Her insan gibi biz de bir zaman
Hüzün ve ümidin bir kadehte birlestigi herhangi bir gecede
Yudumlanan acilarin isigi altinda
Sorguladik gidenimizi.
Gepostet von
Sincensura
unter
00:50
0
Kommentare
Labels: Denemelerim
Eser
Yagmurlari icine döktügün an
Günesi hissetmen bir yalan
Kokulari cikmis servetler
yanina aldigin hatiran
Görmedigin kapilari acmadin
Garantisi olmayanlari almadin
Simdi ise dökülen yagmurlar
Korkunu tanimlar..
O yüzden sen hic olmadin
Hic bir zaman sayilmadin
Gecen gün gördüm aynada
Yildiklarin yansimis boynuna
Hayat yasanirken
Iz biraktiklarin noktalar olurken
Dönüp baktigin yer
Senden kalan bir eser
Gördüklerin sebep diplerine
Gördüklerin sebep hissine
Gecen gün aynada seni gördügümde
Yansimisti zaten her eserin yüzüne...
Gepostet von
Sincensura
unter
00:35
0
Kommentare
Freitag, 26. September 2008
Nefesi
Icinden usulca geciriyor..bir insani sadece nefes alip verdiginden dolayi sevmek. Hic bir sey olmadan, sadece orda karsinda senin yaninda nefes alip verdiginden dolayi sevmek. Düsüncelerden bu damliyor..Düsüncelerden bile nefesi cikiyor..nefes alip vermesi yetiyor onu sevebilmek icin. Kocaman karsisinda, yirtik pirtik kiyafeti, sesi ince, saclari daginik, yüzü kirli, ne farkeder? Onun degeri onun nefesi.
Gepostet von
Sincensura
unter
20:15
0
Kommentare
Mittwoch, 10. September 2008
Mafat - Yitirilmis bir sey
Üc harften magdur olan yazilar anlatir
ardindan yarim kalan gecelerin icinde
cizilmis ve kesilmis
hurde bir nefesi..
cüretkar olmasindan dolayi cezalandirilmis gibi
hissedebildiklerini yazan
ama bitislerin noktalarini koyamayan bir insan.
Jülide düsünceleri
kor ates gibi kadehinde
yudum yudum yudumlarken
mafat olusunu anlamis
telafisi olmayan.
Gepostet von
Sincensura
unter
00:34
0
Kommentare
Labels: Denemelerim
Dienstag, 26. August 2008
Tarihsiz
Bugün yine günlerden ne oldugunda
Yön ictenlikse eger
Eminim susup kenarda
Eminim durulup burkulacak düz duvarlar
Eger o gün bugünse
Kapatip gözleri
Dinlenilecek sözler tekrar tekrar ve yine
Belki son defa
Belki daha hüzünlü
Belki biraz daha az
Ama eminim
O gün bugünse
Ictenlikle bulusup animsanacak
Malum biri sen biri ben olunca yarilarin
Med cezir olacak o gün
Gelip gidecek
ayni zamanlarda gelip
ayni seyleri tasirip gidecek
Eger o gün bugün ise
Degsin su ayaklarina
Düsündüklerin tasabilsin
Eger o ben hala ben gibiyse aninda...
Unutulmaktan korkan insan
Gepostet von
Sincensura
unter
00:46
0
Kommentare
Labels: Ben
Mittwoch, 30. Juli 2008
Söze gel
Sözcükler dil olmus anlatacaklarima süs olmus..
Gepostet von
Sincensura
unter
01:41
0
Kommentare
Labels: Denemelerim
Mittwoch, 23. Juli 2008
Tanri misafiri
Durgunmu orda deniz?
Orman yandimi?
Anahtarin kilide uymaz oldu dimi?
Sarmasiklar kafandami yeserdi?
Dinledigin sarkiyi unutamadin dimi?
Bir isim var herhalde..
Duyamadigin bir ses?
Oturdugun yerden kalkamiyorsundur simdi..
Anladim.
Hay allah, e hosgeldin ozaman!
Gepostet von
Sincensura
unter
23:26
0
Kommentare
Mittwoch, 16. Juli 2008
Gecenin köründe
Tariflerinin uymadigi anlar, gerceklerin kokusunu alabildigin anlardir.
Gepostet von
Sincensura
unter
00:52
0
Kommentare
Dienstag, 15. Juli 2008
Yine Yeni(?!) Yeniden
omuzlardaki yükün agir geldigi zamanlarda, noktasiz "i"leri yazamadigimiz ülkede korumaya calistiklarimizin hafife alindigi günlerde, serit gibi gecti film sahneleri yine kafamdan. Olanlar ve olmayanlar diye ayirt edilebilen soru cevap seklindeki yasanilanlar. Güclükle ve israrla ilerledigimiz su daglarda, iyi bir sey yapinca kendimce, sasirtan yenilikler karsimda. Iyi güzelde dürüstlük gidince karariyor tencerenin dibi. "Rahat ol ve en önemlisi kendin ol" aslinda bu isin recetesi, ozaman ki acilir kapinin kilidi. Tencerenin dibini karartmadan yetis bence eve, vaktinde iyi pisen yemeklerle oturalim soframiza ki tadi ciksin, eglendirsin ve en önemlisi mutlu etsin. Bir damla hasret ve birazda ümitle yine yeniden...
Gepostet von
Sincensura
unter
01:19
0
Kommentare
Labels: Ben
Freitag, 4. Juli 2008
Soru
Düsünsene
Korktugun rüyalar rüya olmaktan cikmis
Icin ezik, etrafin kara
Bosluklari doldurma cabasi da gitmis
Kafandaki o ufak salter bozulmus
Her sey ayni tonlarda hala
Degisen hic bir sey yok (senin gözünden)
Sanki gitmekte oldugun yol hep ayni yere cikiyor
Masallardaki karakterlere gercekten özeniyorsun
Yapmak istediklerini bir türlü yapamiyorsun
Yükün agir geliyor, ama aslinda yükünü de göremiyorsun
Hava günesli umrunda degil
Yagmur hüzünlendiriyor seni
Geziyorsun, ama yorulmuyorsun
Kapini acmak zor geliyor, bunalti pesinde
Perdeler acik veya kapali fark etmiyor
Duydugun her kötü hikaye yi kendi hikayenmis gibi yasiyorsun
Ve yine kendine üzülüp kendini eziyorsun
Bu haldeyken
Ne yaparsin?
Gepostet von
Sincensura
unter
00:30
0
Kommentare
Montag, 9. Juni 2008
Gün gelir
Gün gelir dedik
Zaman akar
Aktıkca azalır
Yeniler alır yerlerini
dedik
Yenilerde geldi
Zaman aktı hemde su misali
su aktıkca azalan şey eksik
kaçamadık
kovaladı
besledik
kaldı.
Şimdi değilmiş demek ki vakti
Daha çiçek açmamış
açamamış
kapalı
yetersiz gelmiş suyu güneşi
daha çok zaman akması gerek ozaman
beklemeye
kaldı
yine.
Gepostet von
Sincensura
unter
21:39
0
Kommentare
Donnerstag, 1. Mai 2008
Yalan Dünya
Halka Halka
Bagli sanki birbirine
Bir üzüntü
Bir darlik
Rüyada gibi hissiyatlar
Darladi beni artik
Olamadigin istedigin yer cekici
Olmak istedigin yan yokmus gibi
Kelimelerim ve cümlelerim
Hayata attigim adimlar gibi
Baglantisiz
Bir halka ya bas olamamis
Huzur
Gepostet von
Sincensura
unter
23:59
0
Kommentare
Sonntag, 27. April 2008
Renklerin icinde
Mor kokan havada
Sari isigin altinda
Pembe gözlügüme uygun
Siyah yelegim oldun
Gepostet von
Sincensura
unter
12:12
0
Kommentare
Labels: Denemelerim
TIK TIK
Aklindan gecenin agir geldigi saniyeleri sayamadigin
Gecen günlerde yasadigin bosluklarin bitmedigi
Rüyalarin sonlari gelmedigi
zaman
calmaz kapin!
Gepostet von
Sincensura
unter
02:02
0
Kommentare
Labels: Denemelerim
Elma
Gözlerdeki anlam izini kaybedince
Elmanin cürük kismi belli eder kendini
Yasadigin hayat karanliksa
Cürük olan kismi sen yedin demekki
Gepostet von
Sincensura
unter
01:58
0
Kommentare
Labels: Denemelerim
Samstag, 19. April 2008
Olsun Varsin Yasamisiz Ya
Gecen senelerin özüymüs
Yanimda kalanlar kan mis vücuduma
Yüzüne baktigim anlar, "an"larmis aslinda
Eline dokundugum da hissetmisim tenimi
Sen varken olmusum
Sen yokken neymisim ki?
Bir gülüs yeter
Bir dokunus anlatir
Duygu ve his neymis
Duydugum melodi ile birlesmissin
Burnumda kokun
Kulagimda sesin
Dipsiz bucaksizmis sevgim
Sana vermisim
Verdim
Veririm
Yilmadan
Inatla
Sonuna kadar
Askmis
Aci veya tatli hic fark etmez
Ben bunu yasamisim ya
Ben ben olmusum iste ozaman..
Kanatli veya kanatsiz
Melekmis yüzüm
Sana dönmüs
Sen ozaman sen olmussun kafamda..
Ben yapmisim bunu
Olsun
Aci veya tatli hic farketmez
Ben bunu yapmisim ya
Ben ben olmusum ozaman
Ne fark ederki yillar gecse
Ne fark ederki unutsan beni
Gitsen bir gün yanimdan
Ben bunu yasamasim ya
Arkama dönüp bakmam
Ah veya vah cekmem
Ben ben olmusum sonucta..
Gepostet von
Sincensura
unter
02:17
0
Kommentare
Labels: Denemelerim
Donnerstag, 17. April 2008
Yadigar
Gece sahnelerinin bas rol oyuncusu
Bu gülüslere aldanma
Aldanmak safliktan gelir cünkü
O da sana hic yakismaz..
Gepostet von
Sincensura
unter
15:28
0
Kommentare
Mittwoch, 9. April 2008
Galiba
Ben bu ipi kalbime baglamisim
Ulasamadim koparmak isteyince
Galiba ben bu isi yanlis yaptim
Aglatti cünkü beni gülmem gerekirken
Galiba ben bi olamamisim senden sonra
Galibalarim keskelerime baglanmis
Gözlerimde yaslarima
Bu "ben" de "sen" e
Gepostet von
Sincensura
unter
01:03
0
Kommentare
Labels: Denemelerim
Freitag, 4. April 2008
Ugrastim
Cok ugrastim yine iki kelime edeyim diye
Ne vakit olmus anlamadim
Ama cikamadi.
Tükenmis.
Yilmis belkide.
Inat yapiyor ruhum bana.
Sadik degilmisim ben de demekki.
Yalanciymisim kendime .
Ben mutlu olmusum.
Gepostet von
Sincensura
unter
00:42
0
Kommentare
Dienstag, 18. März 2008
Dip, Ses, Kara.
Sessizlikte
Karanlikta
Dipte
Sessizligin daha sessizi
Karanligin en karasi
Dibin de tepesi yoktur
Olabilecegin en "en"lerindesin zaten
Gepostet von
Sincensura
unter
00:29
0
Kommentare
Sonntag, 16. März 2008
Dilberim kandi
Gepostet von
Sincensura
unter
13:19
0
Kommentare
Donnerstag, 13. März 2008
Dene
Şimdi "o"nu an
Geçemediğin yollarda
Bakamadığın yüze
Söyleyemediklerin ile
Gepostet von
Sincensura
unter
21:25
4
Kommentare
Labels: Denemelerim
Mittwoch, 5. März 2008
Afet-i Devran
"Aç güzelliğini afet-i devran,
içindeki cevheri,
gizemin bir bulut olsun ona,
sen akıt dur yağmurunu "
Gepostet von
Sincensura
unter
01:57
2
Kommentare
Labels: Denemelerim
Dienstag, 4. März 2008
İnsanoğlu
3 Mart 2008/ Mannheim-Aachen ICE 17:48
Gepostet von
Sincensura
unter
12:49
0
Kommentare
Labels: Ben
Samstag, 1. März 2008
Ben ise sancılı olan..
Sözcüklerin yalan olduğu anları akıllara kazımaktan doğan bir sancı gibisin..Sancılarn gelip gidiyor, ben ise çekenim, çektirenin karşısında ayakları üzerinde sallanan, ip misali ince, kopmaktan aciz, sallanıp duruyorum..
Gepostet von
Sincensura
unter
21:11
3
Kommentare
Freitag, 22. Februar 2008
Not
Durdum, dinledim, içten dinledim, içten oldum, hak verdim, iyi olmak var ya ben onun için çaba göstermedim, olduğum gibi oldum. Değer verdim, ki bunu çoğu insan sadece kelime olarak bilir, asıl vermenin ne anlama geldiğini bilmezler. Ama ben yaptım yapabildim. Ayırt etmedim, konuşmadım, kötü düşünceleri süzgeç gibi geçirdim beynimden, kötü düşünmek istemedim ben hiç bir zaman. Yeri geldi üzüldüm, yeri geldi "çok sükür" yada "iyiki" diyebildim. İnatla sölemeye devam ediyorum, karşındakine olduğun gibidir sana olan. Sen ne yaparsan, iyi veya kötü bir şekilde alırsın cavabını. Cevabı isteyen sensen, duyacaklarını seçme şansın yoktur. İşte burda olanlar belli. Seçemediklerimi ne yapmalıyım? Kabullenmeli. Kabullenemediğin sürece kendini kandırmaktan başka bişi yapamıyosun ve bunun yarası ilerde pat diye kanayabiliyor. Neden benleri, ıspatları, soruları geçip olduğun, olduğum ve oldukları gibi devam etmek gerekir hayata. Zorluklara ve ağırlıklara karşı gösterdiğin çaba seni yıkamadığı sürece (ki buda senin elinde) seni güçlendirir, bu "kas" gibi bişey. Bu yazı daha devam edecek..Hayata ve kendime krşı söylemek istediğim yazılamamış tonlarca binlerce var çünkü benim...Ama önümdeki bu bir hafta da doğruyum ve çalışkanım!
Gepostet von
Sincensura
unter
18:38
1 Kommentare
Donnerstag, 21. Februar 2008
Kazan
Yüz, ten, koku, his, göz, bacak, Kalp, ses, göz yaşı, duygu, akıl, sinir, sabır, düşünce gücü, zihin, derin, güç, zayıflık, mutluluk, üzüntü ve hareket, hepsi bir kazana atıldı, karıştırıldı ve bunlardan insan çıktı. Kimisi hepsini kullanabilirken, kimisi de yarı yolda kaldı...
Gepostet von
Sincensura
unter
01:14
0
Kommentare
Einfach "weg"
Menschen gibt es, also die gibt es garnicht...Wenn was verboten werden sollte auf dieser Welt, dann sind es Menschen, die zwar einen Gehirn besitzen ( deswegen ja auch als einen Menschen bezeichnet werden), dieses aber nicht einsetzen. Was vorgeben, sich spirituell zeigen, die "cool" sind, aber die nur zu einfach sind und diese Einfachheit mit was anderem abdecken wollen, sich auf einer brüchigen Strasse fort bewegen, und es auch irgendwie schaffen weit zu kommen. Diese Sortevon Lebewesen sollte man einfach weg machen, oder für diese beten dass sie mal denken können. Wie armselig ist dies denn dass man sch belügt auf dieser brüchigen Strasse und dass man denkt man ist auf dem richtigen Wege? Weiter kommen sie alle, aber irgendwann kommt dann der Zeitpunkt wo sie die Welt nicht mehr verstehen. Um diese Einsicht denen zu ersparen sollten sie ganz einfach ignoniert werden auf dieser einfach zu schönen Welt.
Das sind meine Worte
Mehr gibt es da nicht zu sagen
Fino
Gepostet von
Sincensura
unter
01:02
0
Kommentare
Montag, 18. Februar 2008
SAHNE
Kendini kandırmaca sahnesinde
Tutuşturmuşlar eline şekeri
Yanlış zaman odasında
Yanlış insanlarla
Ümitsizlik sahnesinde
Baş rolü oynarken sen
Elinde şekerin
Bir türlü bitmek bilmez mi?
Kana kana
Doya doya
Ye dur
Bitmez ki
Gepostet von
Sincensura
unter
11:18
0
Kommentare
Labels: Denemelerim
Denge
Derin
Ellerim
Neden
Geçici
Ellerde?
Gepostet von
Sincensura
unter
08:32
0
Kommentare
Labels: Denemelerim
Sonntag, 17. Februar 2008
Mutlaka İzle
"Ahlar" ve "vahlar" geldiğinde,
saat "korkuyu" gösterdiğinde,
yemeğin "yalnızlık" olunca,
başa sarıp tekrar izle o filmi...
Gepostet von
Sincensura
unter
01:15
0
Kommentare
Labels: Denemelerim
Özgürsün
Kimsenin zorlamadığı tamamıyle isteğin üzerine gelişen şeyleri yaşamakta ve öldürmekte de özgürsün. Kabullenmektir hayatın özü dedik ya, bıraktıklarını bıraktığını kabullenmekte özgürsün! Bunu yapmanın ince bir ipe bağlı olduğunu biliyorsun, senin tek sorunun unutmaktan korkmak, ama unutmakta özgürsün! Mutluluğun ne anlama geldiğini biliyorsun, önüne sunulan tepside yalanlar ve gerçeklerin birleştiği noktada duran ışığı karşında görürken onu yaşamakta da özgürsün! Senin adımların sağlam, attığın her adım sensin aslında, bunu yaparken basıcağın yeri seçmekte özgürsün! Arkanda bıraktığın izlerin, insanlara yaşattığın senler, kendine yaşattıkların, her nefesin, her duygun, her anın, her iç çekişin, her gözün ve her sözün senin taşların senin yapıların bunların seçiminde ve uygulamalarında özgürsün! Sen yaşıyorsun, yaşamda ÖZGÜRSÜN!
Gepostet von
Sincensura
unter
00:46
0
Kommentare
Mittwoch, 13. Februar 2008
Evli ve çocuklu
Yine bir sürü şey oldu..Yine dolu dolu bir gün geçti..İlk olarak sabah yedide(!) kalkmanın huzuru ile kendimi networklerin içine atıp http nedir html ne yer ne içer, efendime söliyim bu WWW zımbırtısı nedir diye boğuşurken kapım çaldı..Açmadım..Kimseyi beklemiyorum zaten mantığı ile devam ettim derse..Sonra ısrarla çalmaya devam edince birde baktım sarışın arkadaşım tanja kapımda..Elinde tofiefe bombasıyla bana süpriz ziyaret yapmış..süprizler beni geriyor normalde ama bu çok uygun çok ve yerinde yapılmış bir süpriz..kurtardı beni networklerin içinden bir fincan kahve ve yanında bide sigara ile kafamı dağıtmamı ve insana benzememi sağladı canım arkadaşım..Sohbetine doyum olmaz, dinlemekten sıkılmaz ve ısrarla benim iyi olduğumu ve hasta ruhlu olmadığımı savunur :) (buna hala nasıl inanıyor ben de şaşıyorum)..Neyse beş dakikalığına bir stop derken kalkıp diğer arkadaşlarla havanın tadını çıkarmak adına gidiyordu, dedim ben de geleyim kendime yiyecek bir şeyler alayım hemen şurdan..Çıktık allahtan elime çantamı almışım, ama durumum dehşet, kimsenin görmemesi lazım, malum ders ortamı, kendine bakmama zamanları ısrarla..neyse gideyim derken kendimi Tanjanın arabasında buldum, takıldım dayanamadım güneşi görünce, ama içim huzursuz, tanjamda beni avutma aşamaları içersinde gittik ünlü ponttor caddemize...asıl anlatmak istediklerime vardık sonunda..Orda iki arkadaş bizi bekliyordu yanlarında da ufaklık. Benden bir yaş küçük bir arkadaşım yanında kızı ile gelmiş. Yaşını neden inatla söylemek istediğimi birazdan anlıcaz. Efsane bir kişilik kızı, kızını ( Layal) görünce ben bile " bu ne artislik kardeşim" diyorum..Binbir şekle giriyoruz anam benimle de oynasın diye, oda zaten bu yüzden kendinden çok emin efenim :) Sonuç olarak çarpıklığa geliyorum..kızı olan arkadaşım benden bir yaş küçük ve dört senelik evli..o ikinci çocuğu düşünürken ve bana anlatmaya çalışırken, ben onun kızı için hazırlamış olduğu meyvelerden yiyorum :) O kızının döktüklerini toparlarken, yine ben çay bardağımı kırıyorum..O kızını giydirirken evet tekrar ben atkımı arıyorum, o kızının saçını yaparken benim saçım kolyeme takılıyor bide utanmadan bağırıyorum ve üç kişi kurtarmaya çalışıyor..ve bunun gibi bir sürü şey, o eve gidip akşam yemeğini hazırlarken ben yoldan hazır pizzamı alıyorum eve gelip tekrar network karmaşası içersine dalıyorum..Bugün anlamadım tekrar bu "evlilik" yaşa değil başa bakıyor:)..Ben de kendime hep sorardım ben küçük çocuklarla neden bu kadar iyi anlaşıyorum diye, meğerse aynı dili konuşuyormuşuz :)
Gepostet von
Sincensura
unter
23:49
1 Kommentare
Labels: Uzunlar
Sonntag, 10. Februar 2008
"Biz"
Yağan yağmur tanecikleri ne kadar acıttı o an kalbimi..Gidişini izlemek. Bana gelirken bile gideceğini düşünmek yakarken tenimi, şimdi dönüşü olmayan gidişleri izlettiriyorsun bana..."Sen"i giderken görmeye alışkın değilim ki "ben", "sen" gelendin hep. Dilimin tutulduğu ve ayrılığın yakan ateşini hissettiğim anı anlatmamı mı istiyorsun şimdi benden? Ellerimizi kenetleyenken şimdi nasıl olurda anı olarak bırakırsın beni hayatında? "Biz"dik adımlarımızı birleştiren bu yollarda, "biz"dik sessizlikte aşkın sesini duyabilen, "biz"dik "biz" diyebilen, şimdi nasıl "sen" ve "ben" oluruz ki? Nasıl silebirim ki seni daha yazamamışken?
Gepostet von
Sincensura
unter
06:05
0
Kommentare
Freitag, 8. Februar 2008
Einsamkeit ist das Los aller hervorragenden Geister.
-Arthur Schopenhauer-
Gepostet von
Sincensura
unter
19:19
0
Kommentare
Ud
Bütün özelliklerini severek taşıdığım dedem bana birde araplık damarı bırakmiş..Kan çekiyor napayım..Ben de bir gün böyle çalabileceğim udumu umarım..
http://www.youtube.com/watch?v=S9tGPTYqfCs
Gepostet von
Sincensura
unter
11:16
0
Kommentare
Labels: Ben
Doğum Günü
Gepostet von
Sincensura
unter
00:33
0
Kommentare
UNUTMAK
Gepostet von
Sincensura
unter
00:26
0
Kommentare
Sonntag, 3. Februar 2008
Güzel bir günden bir demet mor lale
Gepostet von
Sincensura
unter
01:13
2
Kommentare
Freitag, 1. Februar 2008
Sarışın Mavi Gözlü
Gepostet von
Sincensura
unter
00:43
1 Kommentare
Donnerstag, 31. Januar 2008
Diktatör ruhlum
Anlatmak istediğim şeyi anlamayacağından okadar eminimki..Ateşin hissetiğim sıcaklığı ama göremediğim rengi gibisin adeta. Nerde tutuştuğun belli diil. Acımsız cezalar dağıtan diktatörler gibi beyninde dizelediğin hayat kurallarınla yaktığın ve mahvettiğin bir şehir gibiyim. Yollarım yıkılmış ve köprülerim çökmüş. Onarılmayı bekleyen kalbim hasarlı gökdelenlere eş değer sanki. Dipsiz bucaksız bir kuyu olan beynim çektikçe gelmeyen sularımla dolu. Ellerime aldığım çakıl taşlarım attığım anda ses çıkarmayı bile beceremiyorlar. Zor ve süprizlerle dolu hayat yaşamaya değer diye ilerlerken yollarda bir türlü anlayamadığım, adını belirleyemediğim ve sayfalarını çeviremediğim bir kitap gibisin. Yinede elimden düşesin yok. Yatağımın baş ucu süsü, gecemin ayı ve günümün güneşisin. Nasıl tarif etsem bilmiyorum. Acaba sessiz kalıp söndürmeyemi çalışsam yoksa nefes alarak büyütmeye devammı etsem? Okadar tutarsız ki hislerim her konuda, ama gel gör ki noktalarım ve virgüllerim bi okadar yerleşmiş şekilde hayat sayfalarıma. Bildiğine ve hissetiğine okadar eminimki harflerimi..
Gepostet von
Sincensura
unter
14:54
0
Kommentare
Montag, 28. Januar 2008
Karanlık
Bir gün yine sona ermekte, güneş battı karanlık çöktü. 24 saatin beni en çok yoran dilimi başladı. Yorgunluklarım hedefsizliğimden, kaybolmuş ruhumu ve inancımı tekrar kazanmak için sarf ettiğim çabadan dolayı. Uyumak baya zor gelir oldu yine son günlerde, dalamamak bir türlü kafanda budaklanan binbir türlü soru cevap şeklinde geçen sohbetlerden dolayı. Cevapsz kalmak isteyen nedenler inatla, bitmek bilmeyen düşünceler, sonu belli olmayan bir hissiyat. Artık yorulmak istemiyorum, dibin en dibini görmüşüm zaten. Çıkışımı bir türlü seçemez oldum yine. Sabah olunca hislerim gece yaşattığım sahnelerimi yaşamak için alevleniyor sanki yine. karşılaştırmakla geçen insan yolculuklarım, karşılaştırmamam gerektiğini bas bas bağırsa bile elimde olmada yapıyorum işte. Ne zaman biter ki bu maraton ? Duyması gerekenleri duyarmı acaba hislerim?
Gepostet von
Sincensura
unter
23:39
0
Kommentare
Yoruldum
Bu kaçışlar, bu kovlayalışlar, bu sarılmalar, bu sevmeler, bu yalan ağaçlar, bu yalan öpüşler ve bu hayatlar yordu beni...
Gepostet von
Sincensura
unter
23:36
0
Kommentare
Samstag, 26. Januar 2008
ANLAM
Savumasız yağmur tanecikleri gibi düşer yerlere benim aşklarım. Düştüğü yerlerde iz bıraktığı gibi oluşması ile silinmesi bir olur nedense. Açıklayamadığım kan dolaşımı, heyecan ve ürperti bir arada kaplar bedenimi. Yüzümdeki saf gülümseme içimdeki garip titreme kendini dışa vurur. Dik duramam sevdiğimin karşısında, bakamam ellerine...Elleri dokunsa keşke bana, gözleri görse keşke içtenliğimi ve sevgimi..keşkelerle doldurmak zorunda kalmasam keşke yazımı, keşkelerle yaşamak zorunda kalmasam keşke günlerimi..Dalmasam uzaklara, bakmasam sana, titremese keşke aşk sözcükleri dilimde..Elimi tut diye uzatmasam keşke ellerimi, kalbimi açmaya çalışmasam keşke..beklemesem o gelmicek mektupları, dinlemesem çalmıyacak kapımı...Hissetmesem istenilmeyen şeyleri, görmesem kafamda büyüttüğüm SENLERİ.
Gepostet von
Sincensura
unter
14:18
0
Kommentare
Sorular
Olmak istediği yerde olması gerekirken neden olması gerektiği yerde ellerimiz? Anılarımızın tutuştuğu yerler neden hep acı vermekle yaşar beynimizde? Kanımız kaynarken kaynaması ile neden suçlanırız? Hayatın oluşturduğu kurallara uyulmadığında neden cezalar büyük olur? Neden Damgalanırız yanlışlarla? Özümüzü aramak suçmudur? Suç ise neden arama iç güdüsü ile yaşarız? Sorgulamalarımız yersizmidir bu anlarda? KABULLENMEKMİDİR yaşamak?
Gepostet von
Sincensura
unter
12:54
0
Kommentare
Harfler
Kişisel iletilerim benim gözümden akanlar. Akmasını durduramadığım bir nehir gibi adeta. Nehirimin kenarlarında duranlar yeşil değil kara ağaçlar. Kesmeye kıyamadığım saçlarım ve bakmaya doyamadığım resimlerim gibi. Çok kabullenmişim bu hallerimi, silmek kolay değil şimdi. Beni ben yapan iletilerimi beni ben yapan yaşadıklarımla beraber okuyorum..Sen de oku, bil ve gör özümden geçenleri...
Gepostet von
Sincensura
unter
12:42
0
Kommentare
Freitag, 25. Januar 2008
Kime?
Hak edene değil, istediğine bu gidişler. Sevildiğine değil sevdiğine bu kalışlar. Bakana değil gördüğüne bu damlalar. Bekleyene değil beklediğine bu varışlar...
Gepostet von
Sincensura
unter
00:57
0
Kommentare
Karelerim
Gepostet von
Sincensura
unter
00:24
1 Kommentare
Donnerstag, 24. Januar 2008
Tarif
Hüzün. Yorgunluk. Yılmak. Sevmek. İstemek. Hayat. Umut. HAYAL. Buna benzer daha tonlarca kelime daha ruhuma eş değer. En çokta ruhumun yorgun hali beni engelleyen. Bir türlü dinlendiremediğim, özü kaybolmuş yorgunluğu ruhumun. Özü kaybolmuş bu yüzden bir türlü çıkamıyorum bu karmakarışık kafamın içinden. Sevmek. Ürettiğim sevgiden çok kaldı depomda, bir türlü çıkaramıyorum elimden. Hep taşıyorum içimde, o derece ki ağır geliyor bedenime. Çözemediim kelimeler cümleler kovalayışlar beynimde. Düğümlü kalmış bedenimde, ısrarla kalmaya devam ediyor. Konuşmak. Hiç bir şeye fayda etmiyor, okadar yalancı ki bu konuşmalar, yoluma daha da engel oluyor. Karamsarlık. Hiç bana uğramaz dediğim, şimdi ise koynumdan çıkmasını bilmeyen tanım. Yudum yudum her nefesim sanki, hissederek ağlamalarım artık. Hiç olmam dediğim hallerdeyim, sonu başı belirsiz. Neden. Onu aramayı bırakalı baya oldu. Nedensiz kabul ettiğim doğasal bir güç gibi halim. İsimler. Kafamda belli belirsiz tonlarca isim, hepsinin yanında yine kafamda ürettiğim resimlerim. Gece sahnelerime dahil olmayı becerebilen isimler, en çok gitmesini ve silinmesini istediğim ama aksine inatla dilime kazınmış isimler. Dilimden uçuşan her kelimenin içinde gizli saklı uyuyan isimler. Hbersiz cığlıklarım, gece sohbetlerim karşılıksız, dalmalarım, düşüncelerim ve hayallerim hepsi peşime düşmüşler yine. Kovalamaktan bıktığım bu ruh halimi anlatmak ne kadar zor yazarken anlıyorum. Yazarken anlıyorum dipsizliğimi ve en önemlisi yanlızlığımı. Devireceğim gün geldiğinde bu saçma karmaşıklığı, çiçeklerle süsleyeceğim hayallerimdeki en büyük damgayı.
Gepostet von
Sincensura
unter
20:54
0
Kommentare
Samstag, 19. Januar 2008
Hayatı anlıyorum
(Hep aynı şeylerle karşılaşmakmıdır hayatın özeti? Aynı olayları başka figüranlarla doldurmakmıdır? hayatın anlamını anlamak kadar zor bir maraton varmıdır acaba şu hayat dediğimiz zaman çizgisi üstünde? Koşturmacalar, sabah öğlen gece..Bu kadar rutinlikmidir hayat? Gece uyumak, gündüz uyanmak? )
Gepostet von
Sincensura
unter
22:59
0
Kommentare
Düşünmek
(Düşündükçe kayboluyoruz açıklığa varmamız gerekirken, düşsüz yaşanılmazken bu çıkmaz yolu taşları ile aşmak gerekir bazen zor olsa bile. Kendimizi avutmak yerine gerçeklerin yüzüne bakabilmek güçlendirir bizi. Bazen acı çeksek bile en doğru yol herzaman budur. Acıları yanımızda taşıdıkça yolumuz ağırlaşır, önemli olan ilerlerken acıları da bir bir kenara atabilmektir. Düşünmek insanaözgü bir güç, bunu kullanmasak insanlığımızın ne özelliği kalır ki? Düşündüğüm yollarda aşamadığım engelleri dökmeye çalıştığım yazılardan biri yine..)
Gepostet von
Sincensura
unter
22:44
0
Kommentare
Hayal (Hayat)
Hayal kırıklığının temel taşı..kurmaya korktuğun, gerçekleştiğinde şaşırtan, çok özel ve hiç bir zaman bitmek tükenmek bilmeyen bir pil ile çalışan yaşam kaynağı. Dozaşını aştığında zarar verebilen, ama bazen saniyesi bile büyük hasara yol açan doğasal bir güç...
Gepostet von
Sincensura
unter
22:38
0
Kommentare