Durdum, dinledim, içten dinledim, içten oldum, hak verdim, iyi olmak var ya ben onun için çaba göstermedim, olduğum gibi oldum. Değer verdim, ki bunu çoğu insan sadece kelime olarak bilir, asıl vermenin ne anlama geldiğini bilmezler. Ama ben yaptım yapabildim. Ayırt etmedim, konuşmadım, kötü düşünceleri süzgeç gibi geçirdim beynimden, kötü düşünmek istemedim ben hiç bir zaman. Yeri geldi üzüldüm, yeri geldi "çok sükür" yada "iyiki" diyebildim. İnatla sölemeye devam ediyorum, karşındakine olduğun gibidir sana olan. Sen ne yaparsan, iyi veya kötü bir şekilde alırsın cavabını. Cevabı isteyen sensen, duyacaklarını seçme şansın yoktur. İşte burda olanlar belli. Seçemediklerimi ne yapmalıyım? Kabullenmeli. Kabullenemediğin sürece kendini kandırmaktan başka bişi yapamıyosun ve bunun yarası ilerde pat diye kanayabiliyor. Neden benleri, ıspatları, soruları geçip olduğun, olduğum ve oldukları gibi devam etmek gerekir hayata. Zorluklara ve ağırlıklara karşı gösterdiğin çaba seni yıkamadığı sürece (ki buda senin elinde) seni güçlendirir, bu "kas" gibi bişey. Bu yazı daha devam edecek..Hayata ve kendime krşı söylemek istediğim yazılamamış tonlarca binlerce var çünkü benim...Ama önümdeki bu bir hafta da doğruyum ve çalışkanım!
Freitag, 22. Februar 2008
Donnerstag, 21. Februar 2008
Kazan
Yüz, ten, koku, his, göz, bacak, Kalp, ses, göz yaşı, duygu, akıl, sinir, sabır, düşünce gücü, zihin, derin, güç, zayıflık, mutluluk, üzüntü ve hareket, hepsi bir kazana atıldı, karıştırıldı ve bunlardan insan çıktı. Kimisi hepsini kullanabilirken, kimisi de yarı yolda kaldı...
Gepostet von
Sincensura
unter
01:14
0
Kommentare
Einfach "weg"
Menschen gibt es, also die gibt es garnicht...Wenn was verboten werden sollte auf dieser Welt, dann sind es Menschen, die zwar einen Gehirn besitzen ( deswegen ja auch als einen Menschen bezeichnet werden), dieses aber nicht einsetzen. Was vorgeben, sich spirituell zeigen, die "cool" sind, aber die nur zu einfach sind und diese Einfachheit mit was anderem abdecken wollen, sich auf einer brüchigen Strasse fort bewegen, und es auch irgendwie schaffen weit zu kommen. Diese Sortevon Lebewesen sollte man einfach weg machen, oder für diese beten dass sie mal denken können. Wie armselig ist dies denn dass man sch belügt auf dieser brüchigen Strasse und dass man denkt man ist auf dem richtigen Wege? Weiter kommen sie alle, aber irgendwann kommt dann der Zeitpunkt wo sie die Welt nicht mehr verstehen. Um diese Einsicht denen zu ersparen sollten sie ganz einfach ignoniert werden auf dieser einfach zu schönen Welt.
Das sind meine Worte
Mehr gibt es da nicht zu sagen
Fino
Gepostet von
Sincensura
unter
01:02
0
Kommentare
Montag, 18. Februar 2008
SAHNE
Kendini kandırmaca sahnesinde
Tutuşturmuşlar eline şekeri
Yanlış zaman odasında
Yanlış insanlarla
Ümitsizlik sahnesinde
Baş rolü oynarken sen
Elinde şekerin
Bir türlü bitmek bilmez mi?
Kana kana
Doya doya
Ye dur
Bitmez ki
Gepostet von
Sincensura
unter
11:18
0
Kommentare
Labels: Denemelerim
Denge
Derin
Ellerim
Neden
Geçici
Ellerde?
Gepostet von
Sincensura
unter
08:32
0
Kommentare
Labels: Denemelerim
Sonntag, 17. Februar 2008
Mutlaka İzle
"Ahlar" ve "vahlar" geldiğinde,
saat "korkuyu" gösterdiğinde,
yemeğin "yalnızlık" olunca,
başa sarıp tekrar izle o filmi...
Gepostet von
Sincensura
unter
01:15
0
Kommentare
Labels: Denemelerim
Özgürsün
Kimsenin zorlamadığı tamamıyle isteğin üzerine gelişen şeyleri yaşamakta ve öldürmekte de özgürsün. Kabullenmektir hayatın özü dedik ya, bıraktıklarını bıraktığını kabullenmekte özgürsün! Bunu yapmanın ince bir ipe bağlı olduğunu biliyorsun, senin tek sorunun unutmaktan korkmak, ama unutmakta özgürsün! Mutluluğun ne anlama geldiğini biliyorsun, önüne sunulan tepside yalanlar ve gerçeklerin birleştiği noktada duran ışığı karşında görürken onu yaşamakta da özgürsün! Senin adımların sağlam, attığın her adım sensin aslında, bunu yaparken basıcağın yeri seçmekte özgürsün! Arkanda bıraktığın izlerin, insanlara yaşattığın senler, kendine yaşattıkların, her nefesin, her duygun, her anın, her iç çekişin, her gözün ve her sözün senin taşların senin yapıların bunların seçiminde ve uygulamalarında özgürsün! Sen yaşıyorsun, yaşamda ÖZGÜRSÜN!
Gepostet von
Sincensura
unter
00:46
0
Kommentare
Mittwoch, 13. Februar 2008
Evli ve çocuklu
Yine bir sürü şey oldu..Yine dolu dolu bir gün geçti..İlk olarak sabah yedide(!) kalkmanın huzuru ile kendimi networklerin içine atıp http nedir html ne yer ne içer, efendime söliyim bu WWW zımbırtısı nedir diye boğuşurken kapım çaldı..Açmadım..Kimseyi beklemiyorum zaten mantığı ile devam ettim derse..Sonra ısrarla çalmaya devam edince birde baktım sarışın arkadaşım tanja kapımda..Elinde tofiefe bombasıyla bana süpriz ziyaret yapmış..süprizler beni geriyor normalde ama bu çok uygun çok ve yerinde yapılmış bir süpriz..kurtardı beni networklerin içinden bir fincan kahve ve yanında bide sigara ile kafamı dağıtmamı ve insana benzememi sağladı canım arkadaşım..Sohbetine doyum olmaz, dinlemekten sıkılmaz ve ısrarla benim iyi olduğumu ve hasta ruhlu olmadığımı savunur :) (buna hala nasıl inanıyor ben de şaşıyorum)..Neyse beş dakikalığına bir stop derken kalkıp diğer arkadaşlarla havanın tadını çıkarmak adına gidiyordu, dedim ben de geleyim kendime yiyecek bir şeyler alayım hemen şurdan..Çıktık allahtan elime çantamı almışım, ama durumum dehşet, kimsenin görmemesi lazım, malum ders ortamı, kendine bakmama zamanları ısrarla..neyse gideyim derken kendimi Tanjanın arabasında buldum, takıldım dayanamadım güneşi görünce, ama içim huzursuz, tanjamda beni avutma aşamaları içersinde gittik ünlü ponttor caddemize...asıl anlatmak istediklerime vardık sonunda..Orda iki arkadaş bizi bekliyordu yanlarında da ufaklık. Benden bir yaş küçük bir arkadaşım yanında kızı ile gelmiş. Yaşını neden inatla söylemek istediğimi birazdan anlıcaz. Efsane bir kişilik kızı, kızını ( Layal) görünce ben bile " bu ne artislik kardeşim" diyorum..Binbir şekle giriyoruz anam benimle de oynasın diye, oda zaten bu yüzden kendinden çok emin efenim :) Sonuç olarak çarpıklığa geliyorum..kızı olan arkadaşım benden bir yaş küçük ve dört senelik evli..o ikinci çocuğu düşünürken ve bana anlatmaya çalışırken, ben onun kızı için hazırlamış olduğu meyvelerden yiyorum :) O kızının döktüklerini toparlarken, yine ben çay bardağımı kırıyorum..O kızını giydirirken evet tekrar ben atkımı arıyorum, o kızının saçını yaparken benim saçım kolyeme takılıyor bide utanmadan bağırıyorum ve üç kişi kurtarmaya çalışıyor..ve bunun gibi bir sürü şey, o eve gidip akşam yemeğini hazırlarken ben yoldan hazır pizzamı alıyorum eve gelip tekrar network karmaşası içersine dalıyorum..Bugün anlamadım tekrar bu "evlilik" yaşa değil başa bakıyor:)..Ben de kendime hep sorardım ben küçük çocuklarla neden bu kadar iyi anlaşıyorum diye, meğerse aynı dili konuşuyormuşuz :)
Gepostet von
Sincensura
unter
23:49
1 Kommentare
Labels: Uzunlar
Sonntag, 10. Februar 2008
"Biz"
Yağan yağmur tanecikleri ne kadar acıttı o an kalbimi..Gidişini izlemek. Bana gelirken bile gideceğini düşünmek yakarken tenimi, şimdi dönüşü olmayan gidişleri izlettiriyorsun bana..."Sen"i giderken görmeye alışkın değilim ki "ben", "sen" gelendin hep. Dilimin tutulduğu ve ayrılığın yakan ateşini hissettiğim anı anlatmamı mı istiyorsun şimdi benden? Ellerimizi kenetleyenken şimdi nasıl olurda anı olarak bırakırsın beni hayatında? "Biz"dik adımlarımızı birleştiren bu yollarda, "biz"dik sessizlikte aşkın sesini duyabilen, "biz"dik "biz" diyebilen, şimdi nasıl "sen" ve "ben" oluruz ki? Nasıl silebirim ki seni daha yazamamışken?
Gepostet von
Sincensura
unter
06:05
0
Kommentare
Freitag, 8. Februar 2008
Einsamkeit ist das Los aller hervorragenden Geister.
-Arthur Schopenhauer-
Gepostet von
Sincensura
unter
19:19
0
Kommentare
Ud
Bütün özelliklerini severek taşıdığım dedem bana birde araplık damarı bırakmiş..Kan çekiyor napayım..Ben de bir gün böyle çalabileceğim udumu umarım..
http://www.youtube.com/watch?v=S9tGPTYqfCs
Gepostet von
Sincensura
unter
11:16
0
Kommentare
Labels: Ben
Doğum Günü
Gepostet von
Sincensura
unter
00:33
0
Kommentare
UNUTMAK
Gepostet von
Sincensura
unter
00:26
0
Kommentare
Sonntag, 3. Februar 2008
Güzel bir günden bir demet mor lale
Gepostet von
Sincensura
unter
01:13
2
Kommentare
Freitag, 1. Februar 2008
Sarışın Mavi Gözlü
Gepostet von
Sincensura
unter
00:43
1 Kommentare